İştahsız ve yeme sorunu yaşayan bir çocuğa sahip her anne ısrarla çocuğunu tıka basa yedirmeye çalışır. Aynı evde anneanne ya da babaanne varsa vay geldi o çocuğun haline. Çocuk yemek istemese de mutlaka üç kişiyi doyuracak tabak bitmek zorundadır. Gün geçtikçe obez ve obez olmaya aday
çocuk sayısı artarken ve sadece çevremize bakınarak rakamlara bakmadan bu gerçeği görebiliriz. Bunun nedeni yağlı hazır gıdalar, paket ürünler, asitli içecekler, hamurişleri gibi kaloriden yüksek besin değeri düşük gıdalar olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir de çocuğu yemek yemiyor diye bu gıdaları ödül olarak kullanan anne, baba, çocuğun yanında yetiştiği akrabalar ya da bakıcılar var ödül değil ceza verdiklerinin farkında olmak istemiyorlar. Hadi çocuğum bu lokmayı da ye sana çikolata ve dondurma alacağım cümlesini iştahsız birçok çocuk duymuştur. Annelerin gözünde çocuğun doyması gereken miktar tabak dolusu olduğu için çocuğu daha çok yesin baskısı yapıyor. Oysa çocuğun midesinin alacağı kadarını yiyecektir.
Kilo sorunu olan bir öğrencinin velisini görüşmeye çağırıp çocuğunu doktora götürmesinin gerekliliğini anlattım. Doktora götürdüler ve çocuk birkaç gün sonra ana sınıfı fotoğrafını getirerek şunları söyledi: ”Bakın ben çok zayıftım ancak annem ve babaannem zayıfım diye sürekli ağzıma yemek tıkıyordu istemesem de yemeye zorluyorlardı. Sen çok zayıfsın ye çocuğum diyorlardı. Sonra iştahım açıldı ve sürekli yemek yemeye başladım. Zaman geçtikçe kilo almaya başladım. ” İştahsız çocukların iştahını açalım ancak midelerini büyütmeyelim. Gerekirse bir çocuk psikoloğundan ve diyetisyenden yardım alalım.
yazan: F. Derya KARACAN