Adımlarım boğuk boğuk içimde olmasını umduğum umutlarla ilerliyorum. Ayaklarım sızlıyor . Ben yine yürüyorum yine çevremde gezinen gözlerim içimde sıkıca tuttuğum umutlarıma yer arıyor. Bir tarafımı dürtüyor bedenimden çıkan diğer ben. İrkiliyorum.. Arama boşuna , umutlar içindedir umutlar şu karşında gördüğün denizin içindedir derken, sen bilmezsin diyor deniz , içindeki umutları gözlerinde barındıran kaç umutsuz umudu içimde ben bilirim. Kimlere dertdaşlık yapmadımki.. kimlerin gözlerinden sönen ışığı derinliğimdeki mavilikte barındırmadım ki!
Boğazımı yakan gözyaşlarımın tuzuyla bakıyorum denize. Suskunum öylece bekliyorum. İç çekişlerimle ucunu bilmediğim yolumda ilerliyorum. Topuklarım çatlayana kadar yürümekte direniyorum. Taşıyamıyor ayaklarım umutsuz umutlarımın biriktirdiği ağırlaşan bedenimi.
Bir çatışmadır gidiyor..
Karadeniz’den bir rüzgar esiyor, tüm uzuvlarım titriyor. Ben titriyorum. Esen rüzgar umutlarımı umursamıyor. Savuruyor memleket memleket. Yolumda ilerliyorum.
İsmini bilmediğim şairlerin şiirleri düşünüşlerimden akıyor düşlerime. İçimin dışavurumu şiirlerin dizeleri kayıyor dilimde. Yürüyorum.
Yol boyunca ilerlerken dudağımın kıyısına ılık bir yağmur damlası düşüyor.. İçim ısınıyor umutlarım ısınırcasına..
Gökyüzüne bakıyorum bulutlar bana kucak açmış anne gibi ifadesi zor bir şey.
Oysaki benim umutlarım sönmüştü.. Şimdi koca koca yağmur damlaları sönen umutlarıma yağıyor.
Ardından güneş bulutları kovalıyor ve bir gökkuşağı çıkıyor. Umudumun yedi rengi bedenimi sarmalıyor.. Yolda ilerlerken bilmem hangi marka bir arabanın camına yansıyan kişinin umutları yüzünde dipdiri duruyor.
Galiba tüm doğa benim umutlarım için çabalıyor, umduklarım için, benim için var olmam için.
YAZAN: F. DERYA KARACAN