Paylaşmaktan daha güzel ve daha doğal ne olabilir ki!
Yaşanmışlıklarını paylaşmak için dosta ihtiyaç duyarsın.
Acılarını, sevinçlerini, hüzünlerini, cefalarını, ezalarını, ruhundaki tüm çalkantıları dostunun sıcak omzunda artırır ya da azaltırsın.
Ne kadar içinde tutabilir, ne kadar içinde yaşayabilirsin?
Taşıyamazsın acıların ağır gelir, paylaşmak istersin.
Sığmaz için içine sevinçlerini paylaşmak istersin.
Paylaşmanın vazgeçilmezliğiyle, kendindekileri paylaştığın insana dikkat!…
Dilden dile dolanan, acılar paylaşıldıkça azalır; sevinçler paylaşıldıkça çoğalır sözü vardır ya, eğer paylaştığın kişi dost kılıflı kötü niyetliyse o dilden dile dolanan söz tam da tersine dolanır. Acıların çoğalır, sevinçlerin azalır.
Bir dosta, bir yüreğe içini açmak, o dost yüreğin sıcağıyla ısınmak isterken, bir anda kendini o dost sandığın kişiye açarsın. Yanıldığını acılarının artışıyla anlarsın.
Her insanda yürek vardır.
Her insanda da paylaşılanı yüreğinde taşıyacak kadar yüreklilik vardır. Bazılarındaysa paylaşılanları acımasızca kullanıp bire bin katacak, kattıklarıyla ilk fırsatta bunu kullanacak, seni harcayacak, kuyunu kazacak kadar yüreksizlik vardır.
Paylaşmaktan daha güzel ve daha doğal ne olabilir ki!
Paylaştığın insan mert olsun, yürekli olsun, sırdaş olsun, niyeti temiz olsun, sevinçlerinle sevinsin, üzüntülerinle üzülsün kısaca ben dostum diyip postunu yere sermesin.
Göz yalan,
Söz yalan,
İki yüz değil iki bin yüzü çok tanınan
Sevmenin yüceliğini kolayca harcayan
Dostum diyip candan yaralayan
Kendine düşman olan,
Sana dost olamayan insana insan demen senin hatan.
Aslında senin tek hatan yüreğinin samimiyeti….
Kendini ak pak tanıtan yürekleri kapklara insanlarla doldu bir dünyada, bir insan şerefsizse, bunun kadını erkeği yoktur!
yazan : F. Derya KARACAN