Güler, ikisi ikiz olmak üzere üç kız annesi, bu yazımı yazarken ikizlerin aynı sınıfta olmalarının sakıncalarını Güler’e anlatırken O ikizlerini büyütme sürecini paylaşmak istedi ve bende öncelikle Güler’in ağzından Güler ve ikizlerinin mücadelesini paylaşacağım. Daha sonra ikizlerin neden aynı sınıfta olmamaları gerektiğini anlatmaya çalışacağım. Güler’in ağzından;
Başından beri zor günler geçirdim, geçirdik. Her şey zor olsa da biz zoru başardık. Eylem ve İrem ikiz kız kardeşler, bir elmanın iki yarısı benimse ömrüm. 2012 yılının Eylül ayında ana sınıfına başladık. 4+4+4 sisteminin gereği ana sınıfa verdik. İlk hafta her şey çok güzeldi çok mutluyduk. İkinci hafta ne olduğunu anlayamadık, huzursuz olmaya ve ağlamaya başladılar, tabi bende sınıfta oturmaya başladım. Öğretmenleri her ikisinin de iyi, el becerilerinde yeterli olduğunu, zeki olduklarını ancak birbirlerinden gördüklerini yaptığını söyledi. Beslenme saatlerinde birinin yemediğini diğeri de yemiyormuş ya da yediğini yiyormuş. Toplu etkinliklere katılmıyorlarmış. Ne ödül ne de ceza işe yarıyormuş. (Güler ceza derken, çizgi film izletmemek, bilgisayardan uzak durmak, çikolata yememek olduğunu söylüyor.
Eyvahhh bir çocuk için en büyük cezalar oysaki…) Güler sınıftan çıktıktan sonra yokluğunu fark ettikleri an ağlıyorlarmış. Hatta bir gün kapı deliğinden bakmış,ikizlerden biri yere yatıp avaz avaz ağlıyorlarmış kusmuş, diğeri de onu görüp kusmak için kendini zorlamış. Derken yemeklerin kötü olduğunu bahane ederek yemek yememeye başlamışlar ve o yıl okul öncesine gitmelerinin erken olduğunu düşünüp okuldan almış.
Ohh iyi ki de almışız diyor.
Sistem yeniden değişince 2013’te tekrar okul öncesine başlamışlar. Bu defa ayrı sınıflara vermiş. Ayrı sınıflar Güler için yorucuymuş beslenmeleri için okula günde altı defa gidip geldiğini söylüyor. Gülümsüyor kendi durumu tanımlıyor ”Güler okula koş, koş Güler koş” ama önceki yıl çok zorlanmıştık bir yaş daha büyümüşlerdi. Başlardı zorlandılar, birbirlerini özlediler evde sıkıldılar ama alıştılar. Öyle ki bir gün ikizlerden İrem kardeşi Eylem’ i çok özlemiş ve ağlamış. Zamanla alışmışlar birbirlerine arkadaşlarını ve yaladıklarını anlatmaya başlamışlar. Bir yılı geride bıraktıktan sonra İrem ve Eylem şimdi birinci sınıfa başladılar. Yine ayrı sınıftalar hatta öğretmenleri karıştırıyormuş hangisi İrem hangisi Eylem diyorlarmış. Bir tek karıştıran ben değilim diyor gülüyor. Bir gün İrem kardeşini çok özlediği için teneffüste hem arkadaşlarımla oynarım hem de kardeşimle demiş. Güler çok duygulanmış üzülmüş ikiz olsalar da onlar ayrı birer birey ve bir gün öyle ya da böyle ayrılacaklar diyor. Bilinçli ve özverili bir anne Güler…
Her şeye rağmen çok şanslı olduğunu söylüyor ve bir ikiz annesi olmanın ayrıcalığını yaşıyor…
Güler’le sohbetimizden anlaşılacağı üzere ikizlerin aynı sınıfta olmasının birçok sakıncası olduğunun ipuçlarını yakalamak zor değil. İkizler aynı sınıfta olursa birbirlerine bağımlı olurlar, birbirlerini taklit ederler, birbirlerine yeteceklerini düşündükleri için sosyalleşmeye ihtiyaç duymazlar, biri bir alanda yetenekliyse diğerine de yetecek kendini geliştirmek için çaba göstermeyecektir. Kısaca siz siz bir ikiz annesi iseniz ikizler birbirlerine bağlı olsun bağımlı olmasın, aynı sınıfta olmasın.
yazan: F. Derya KARACAN