Geçenlerde annemle akşam yürüyüşüne çıktık. Eve dönerken köpeğiyle gezintiyeçıkmış bir teyze gördük. İyi akşamlar dileyip selam verdikten sonra annemle sohbet etmeye başladılar. Teyze köpeği kucaklayıp bu köprek benim için çok değerli o benim birtanem dedi. Anlatmaya devam etti meğer teyzenin 6 yaşında diyabet hastası olan bir torunu varmış apartman sakinleri rahatsız olduğu için teyze kendi komşularının itiraz etmemesi üzerine akşamları köpeği alıp evine götürüyor sabahlarıda torununa götürüyormuş. Ufaklık günün büyük kısmını köpeğiyle geçiriyormuş çok eğleniyor ve mutlu oluyormuş. Teyzenin böylesi bir fedakarlıkta bulunma sebebine gelince torununa o köpek alındıktan sonra torunun kan değerleri düzelmeye başlamış doktoru ilacının dozunu düşürmüş.
İkinci bir örnek ise komşumuzun kalp hastası küçük kızlarına doğum günü hediyesi olarak kedi almaları sonrasında sağlığına kavuşması oldu. O kedi bizim mucizemiz oldu diyorlar.
Sadece sağlıklarında değil davranışlarında da olumlu birçok mucizeye şahit oluyoruz. Her şeyden önce sevgilerini paylaşmayı, merhameti, öğreniyorlar. Hayvanlarla yakın olan çocuklar insanları daha çok seviyor ve daha çok mutlu oluyorlar. Eğer imkanınız varsa ve çocuğunuzun alerjisi yoksa evde evcil hayvan besleyin illa kedi ya da köpek olması gerekmez balık, kuş türleri olabilir.
Bu iki örnek olaydan aslında çok şey çıkıyor. Çocuklarımızın hasta olmasına gerek yok daha sağlıklı olmaları için onlara hayvanları sevdirelim.
yazan: F. Derya KARACAN.