Her anne baba, çocuklarının hayal ettikleri karakterin içinde var olmasını ister. Çocuğunun herkesten faklı ve özel olduğunu görmek istemez. Oysa her çocuk anne ve babadan kalıtımsal olarak getirdikleriyle birlikte hem çok farklı hem de çok özeldir. Çocuğun kendini iyi hissetmesi ise farklı ve özel olduğunu hissettirmekle mümkündür. Çocukta görmek istediğimiz özlellikleri çocuğa dayatmaya çalışırsak çocuğun özgüvenini kaybetmesine hatta ruhunda büyük yaralar açılmasına sebep olabiliriz.
Çocuğa kazandırılmak istenilen davranışlar çocuğu olduğu gibi kabul ederek anne ve babanın ortak karar ve davranışıyla çocuğu zorlamadan gerçekleştirilmelidir. Anne A baba B diyorsa bu durumda A ve B birbirine eşit olmadığına göre çocuk bocalayacak ve nasıl davranması gerektiğini bilmeyecektir.
Bu konuda yardım isteyen öğretmen bir arkadaşım, doktor olan eşiyle zıt düştüğü en büyük noktanın; eşinin argo içerikli konuşmaların olduğu bir aile ortamında büyümesinden dolayı çocukların argo içeren cümleler kurmasında sakınca görmemesiymiş. Çocuklar babalarıyla vakit geçirirken uzaktan gözlem yapan arkadaşım bu durumdan hiç hoşnut olmadığını dile getirdi. Bu gerçekten de hoş bir durum değil. Baba eğitimli anne eğitimli ancak babayı ikna edemeyen bir annenin profili görülmektedir.
Çocukların beslenmeleri konusunda anne ve babalar genellikle anlaşamamaktadır. Abur cuburla çocuğunun kandırmaya çalışan babalar bunda bir sakınca olmadığını düşünürler. Ancak anneler babaları bu konuda defalarca uyarmasına rağmen babalar duymazdan gelirler.
Anne ve baba çocuk eğitiminde ortak karar alıp tutarlı davranamıyorsa, bir aile danışmanından yardım almaları gerekir.
yazan: F. Derya KARACAN